The Coalition For Women In Journalism

View Original

Turkey: Police officers appeared in court for deliberately attacking journalist Beyza Kural

READ TURKISH STATEMENT BELOW.

June 23, 2021, Istanbul – The trial for three police officers who viciously and deliberately attacked reporter Beyza Kural Yılancı on charges of "violating freedom of work and profession" was held today. The court accepted the journalist's participation in the case. However, the request for additional defence from the police officers about assaulting and threatening Beyza was rejected by the court. The next hearing was adjourned to September 24, 2021. The Coalition For Women In Journalism (CFWIJ) demands the Turkish judiciary imposing criminal sanctions for police officers who inflict violence on journalists. 

The first hearing of three police officers who forcibly detained former Bianet reporter Beyza Kural by wearing reverse handcuffs during her news coverage in 2015, was held today at the Istanbul 35th Criminal Court of First Instance.

At the end of the hearing, the court ruled that the police officer N.D. who did not attend, be forcibly brought to the next hearing. 

According to Bianet, the defendant Y.Ş., “I was the bottom of the line. The words I said were used because of the terrorist attacks we had been through that year. My intention was not to attack Beyza Kural. I certainly didn't drag her out," said in his defence. 

POLICE: I DID NOT KNOW THAT SHE IS A JOURNALIST 

Beyza Kural's lawyer Meriç Eyüboğlu reminded despite showing press credentials during the demonstration the defendant police claimed that he did not know Beyza was a journalist. Showing the videos about the attack, the police officer defended himself saying "There is no press ID shown to me".

The President of the Court intervened in Beyza’s presentation of violations against press freedom in Turkey by saying, "Let's stick to the indictment,". According to Reporters Without Borders (RSF), with Beyza's lawyer's objection, the journalist underlined the challenges of the violations caused to journalists on a daily basis.

In the defence, lawyer Eyüboğlu stated that “There is an inelaborate indictment we come across about this trial. The police officer is essentially putting himself as power and preventing the journalist in the scene while doing her job.” “There is a report of the assault as well. How can someone defying herself as a journalist can be treated this way? Additional testimonies should be taken from the police officers about the threats and assaults they did," she included.

In response to the lawyer request, the court rejected the additional testimonies, stating that the indictment did not frame this matter and postponed the next hearing to September 24, 2021.

Bianet reporter Beyza Kural, who followed the demonstration of students in Istanbul University on November 5, 2015, was subjected to police violence during the protest. Despite showing her press card, the police threatened Beyza. He said, "Nothing is the same as before; we will teach you this". Beyza, who was detained with reverse handcuffs, was dragged out from the scene and was released due to the lack of space in the custody vehicle.

Six years later, The Constitutional Court (AYM) ruled that the police committed a crime over the extreme violence they used against the journalist on February 18. The court also emphasized that Beyza was exposed to the mistreatment of the police and stated her freedom of expression was also violated. The high court decided 15 thousand TL in compensation to pay Beyza for the violation she faced.

The Coalition For Women In Journalism demands the criminal sanction must be imposed on police officers who viciously attacked journalist Beyza Kural. We find the Constitutional Court decision regarding Beyza as a precedent, and we hope the trial would be managed under the decision. Journalists must do their jobs safely and freely without any attacks or police violence.


Türkiye: Gazeteci Beyza Kural’ı ters kelepçe gözaltına alan polisler hakim karşısına çıktı

23 Haziran 2021, İstanbul – Gazeteci Beyza Kural Yılancı’ya şiddet uygulayan üç polis hakkında “iş ve çalışma hürriyetinin ihlali” suçundan açılan davanın ilk duruşması bugün görüldü. Mahkeme, gazetecinin davaya katılma talebini kabul ederken, polis memurlarının darp ve tehdit yönünden ek savunma alınmasını talep eden gazetecinin avukatının bu yöndeki talebi reddedildi. Davaya gelmeyen bir polis memurunun bir sonraki duruşmaya zorla getirilmesine karar veren mahkeme duruşmayı 24 Eylül 2021 tarihine erteledi. Gazetecilikte Kadın Koalisyonu (CFWIJ), Türk yargısından gazeteciye şiddet uygulayan polis memurları hakkında gereken cezai yaptırımın uygulanmasını talep ediyor. 

Eski Bianet muhabiri Beyza Kural’ı 2015 yılında yaptığı haber takibinde ters kelepçe takarak gözaltına almaya çalışan üç polis memuru hakkında “iş ve çalışma hürriyetinin ihlali” suçlamasıyla açılan davanın ilk duruşması bugün, İstanbul 35. Asliye Ceza Mahkemesinde görüldü. 

Mahkemede yargılanan polis memuru Y. Ş. duruşmada hazır bulundu. Üçüncü sanık polis K. A. duruşmanın sonuna doğru salona gelirken, diğer sanık N.D. ise duruşmaya katılmadı. Mahkeme duruşma sonunda sanık N.D.’nin bir sonraki duruşmaya zorla getirilmesine hükmetti. 

Bianet’in aktardığına göre, duruşmada savunma yapan sanık Y.Ş. gazeteciye sarf ettiği “Hiçbir şey eskisi gibi değil artık, bunu öğreteceğiz size” ifadelerine yönelik “Ben hiyerarşinin alt tarafıyım. Söylediğim sözler o sene içinde bulunduğumuz terör olayları sebebiyle sarf edilmiştir. Beyza Kural’a yönelik değil. Kendisini kesinlikle sürüklemedim” dedi. 

SANIK POLİS Y.Ş.: BASIN MENSUBU OLDUĞUNU BİLMİYORDUM

Beyza Kural’ın avukatı Meriç Eyüboğlu’nun sanığa gazetecinin olay sırasında basın olduğunu beyan ettiğini hatırlatmasının ardından sanık Y.Ş., Kural’ın gazeteci olduğunu bilmediğini iddia etti. Avukat Eyüboğlu sanık Y.Ş’ye, gözaltı sırasında çekilmiş videolarda, Kural’ı elinde basın kartıyla gösteren ve “gazeteciyim” dediği hatırlatılan görüntüleri sormasının ardından polis memuru “Bana gösterilmiş bir kart yok” ifadeleriyle kendini savundu.

Davayı takip eden Sınır Tanımayan Gazeteciler’in (RSF) Twitter hesabından davaya yönelik canlı aktarımında ise Mahkeme Başkanının, “iddianameyle sınırlı kalalım” diyerek gazetecinin Türkiye’de medya özgürlüğüne yönelik ihlal örneklerini sunmasına müdahale ettiği öğrenildi. Avukat Eyüboğlu’nun itirazıyla Kural, bu ihlallerin gazetecilere verdiği zararı mahkeme heyetine aktardı. 

Eyüboğlu beyanında, “Özensiz bir iddianame var. Sanık kendisini iktidarın yerine koyarak görevini yapan bir gazeteciye müdahale ediyor. Darp raporu var, başından beri “gazeteciyim” diye tekrarlayan birisine bu muamele nasıl yapılır? Tehdit ve darptan da ek savunmaları alınmalıdır” şeklinde konuştu.

Avukat Eyüboğlu’nun talebine karşılık mahkeme savcısı “takdir mahkemenindir” dedi. Mahkeme Başkanı ise ek savunma talebini iddianamenin bu hususu kapsamadığını belirterek reddetti. Bir sonraki duruşmayı 24 Eylül 2021 tarihine erteledi. 

İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi önünde, 5 Kasım 2015’te, Yükseköğretim Kurulu’nun (YÖK) kuruluş yıldönümü protesto etmek için toplanan öğrencilerin haberini takip eden Bianet muhabiri Kural, eylem sırasında polis şiddetine maruz kalmış, gazeteci ters kelepçe takılarak gözaltına alınmıştı. Gazeteci takip ettiği eylemde basın ve kurum kimliğini göstermesine rağmen polis müdahalesine maruz kalmış, polis gazeteciye karşı “Hiçbir şey eskisi gibi değil artık, bunu öğreteceğiz size” ifadelerini kullanmıştı. Ters kelepçeyle gözaltına alınan Beyza Kural, olay yerinden uzaklaştırılmış, gözaltı aracında yer olmaması nedeniyle hiçbir işlem yapılmadan serbest bırakılmıştı.

Olayın ardından AYM’ye başvuran gazeteci hakkında şiddet uygulayan polislerin suç işlediğine karar verilmişti. Mahkeme, olayın kötü muamele olduğunu vurgulayarak gazetecinin ifade ve basın özgürlüğünün de ihlal edildiğini belirtmişti. Gazeteci Beyza Kural’a 15 bin TL tazminat ödenmesine karar verilmişti.

Gazetecilikte Kadın Koalisyonu olarak gazeteci Beyza Kural’a şiddet uygulayan polis memurları hakkında gereken cezai yaptırımın uygulanmasını talep ediyoruz. Gazeteciler için Kural’a yönelik verilen AYM kararının emsal olduğunu hatırlatıyor, yargılama sürecinin adil ilerlemesini diliyoruz. Sahada çalışan gazetecilerin polis şiddeti olmaksızın güvenli ve özgür şekilde mesleklerini yapabilmelidir.