Turkey: Journalism is prosecuted once again – CFWIJ condemns the unjust trial against journalist Buse Söğütlü

0.jpg

READ TURKISH STATEMENT BELOW.

June 29, 2021, Istanbul – The first hearing against 35 people, including reporter Buse Söğütlü, was held in İstanbul. The journalist faces accusations for participating on March 8, International Women’s Day march in 2020. The Coalition For Women In Journalism (CFWIJ) urges the authorities once again that journalism is not a crime. We demand Buse’s acquittal immediately. 

In 2020, 35 people who participated in the 8 March Feminist Night, including Gazete Yolculuk reporter Buse Söğütlü, were sued for ‘being participants in a prohibited gathering, defying police orders to disband’, “resisting the police officers” and "damaging property". The first hearing of the case was held at the Istanbul 58th Criminal Court of First Instance. The court adjourned the hearing to December 29, deciding to accept the demands of the defendants who had requested to be excluded from the hearings.

In her defence, Buse said, “I am a journalist. I attended the march firstly as a journalist and secondly as a woman”. The journalist also reminded the court that Home Secretary Süleyman Soylu banned the protest a few days ago. "I have a picture of mine holding my press card on my neck, that is my proof" she added to her defence. She also underlined that she is very familiar with impunity crimes against women because of her profession. 

The journalist also conveyed her detention to the court during the march, stated that a riot police officer threw her shoulder after taking a picture of a woman being detained by force. Buse also included that many police officers deliberately damaged her glasses by the time of her detention.

Buse did not accept the accusations against her. She said, “The police aimed to impede my profession. It cannot be a crime to participate in the demonstration or to protect yourself against the attack there.”

Buse Söğütlü: The Trials are A Part Of The Effort Silencing Women In This Country

Speaking to CFWIJ about her experiences, Buse Söğütlü said, “In the middle of Istanbul, on March 8, women were battered and targeted and ironically they are still prosecuted. We are facing charges of "unlawful demonstration", "damaging property" and "resisting the police". “I think this trial brought against us is part of the effort to silence women in this country,” she added.

Emphasizing that the last case against her cannot be separated from the situation of women who were subjected to domestic violence during the pandemic outbreak and the termination of the Istanbul Convention, the journalist quoted, “As a female journalist trying to do her job in Turkey, to the attacks, harassment and swearing that evening undouble I faced this prosecution process.”

Buse Söğütlü was also prosecuted as a result of the investigation conducted against her for a Twitter post where she criticized Akın Gürlek, the head of the Istanbul 37th High Criminal Court at the time. A prison sentence of up to 13 years was demanded against the journalist. She is allegedly facing charges of "targeting those who took part in counter-terrorism".

The Coalition For Women In Journalism condemns the trials taking a part of journalists' lives solely because of doing their job. As the coalition, we remind the Turkish authorities once again; Journalists must do their jobs freely, and their profession should never be considered a crime.


Türkiye: Gazetecilik yine yargılanıyor – CFWIJ, gazeteci Buse Söğütlü’nün davasını kınıyor

29 Haziran 2021, İstanbul – 2020 yılında Gazete Yolculuk muhabiri Buse Söğütlü’nün de aralarında bulunduğu, 8 Mart Feminist Gece Yürüyüşü’ne katılan 35 kişi hakkında açılan davanın ilk duruşması görüldü. Gazetecilikte Kadın Koalisyonu (CFWIJ) olarak yetkililere gazetecilik faaliyetlerinin suç olmadığını tekrar hatırlatıyor, gazeteci Söğütlü’nün derhal beraatını talep ediyoruz. 

2020 yılında Gazete Yolculuk muhabiri Buse Söğütlü’nün de aralarında bulunduğu, 8 Mart Feminist Gece Yürüyüşü’ne katılan 35 kişi hakkında “2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet,” “görevi yaptırmamak için direnme” ve “mala zarar verme” suçlamalarıyla açılan davanın duruşması İstanbul 58. Asliye Ceza Mahkemesinde görüldü. Mahkeme duruşmalardan vareste tutulma talebi olan sanıkların taleplerinin kabulüne karar vererek duruşmayı 29 Aralık’a erteledi. Dün başlayan davada gazeteci Söğütlü ve avukatı Ezgi Önalan hazır bulundu. 

Duruşmada savunma yapan gazeteci, “Ben gazeteciyim. Orada bulunma nedenim, ilk olarak gazeteci olmam, ikinci olarak ise kadın olmam” ifadeleriyle sözüne başladı. Gazeteci, hem mesleği gereği hem de kadın kimliği nedeniyle yürüyüşe katıldığını belirterek, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun eylemi birkaç gün önce yasakladığını hatırlattı. “Dosyada tek bir fotoğrafım var, boynumda basın kartım asılı” diyerek savunmasına devam eden gazeteci, kadınlara karşı işlenen suçlarda cezasızlık konusuna fazlasıyla aşina olduğunu söyledi. Söğütlü, gazeteci olarak yürüyüşe katılmasının yanı sıra, görüntü alırken slogan atarak da eylem içinde yer aldığını ifade etti. 

Yürüyüş sırasında gözaltına alınma sürecini de mahkeme heyetine aktaran gazeteci, bir kadının polis şiddetiyle gözaltına alındığını fotoğrafladıktan sonra bir çevik kuvvet polisinin kendisine omuz attığını belirtti. Haber takibi yaparken bir polis amirinin emriyle gözaltına alındığını aktaran Söğütlü, birçok polisin gözlüğüne de bilinçli olarak zarar verdiğini sözlerine ekledi.

Gazeteci savunmasında ayrıca, 26 Haziran’da 19’uncusu düzenlenen Onur Yürüyüşü’nde güvenlik güçlerinin gazetecilere uyguladığı kötü muameleyi ve Türkiye’nin 1 Temmuz’da İstanbul Sözleşmesi’nden resmi olarak çekileceğini hatırlatarak, hakkındaki suçlamaları kabul etmediğini söyledi. Söğütlü, “Polisin tavrı mesleğimi engellemeye yönelikti. Eyleme katılmak da, oradaki saldırıya karşı kendini korumak da suç olamaz.” dedi. 

Buse Söğütlü: Açılan Davalar Bu Ülkede Kadınları Susturma Çabasının Bir Parçası

CFWIJ’e yaşadıklarına ve dava sürecine dair konuşan Buse Söğütlü, “İstanbul'un orta yerinde, 8 Mart'ta, kadınlar darp edildi ve küfürlerin hedefi yapıldı. Fakat buna rağmen yine kadınlara dava açıldı. "Kanuna aykırı gösteri yürüyüşü", "mala zarar verme" ve "görevi yaptırmamak için direnme" suçlamalarıyla yargılanıyoruz.” ifadelerini kullandı. Söğütlü, “Ben, bize açılan bu davanın, bu ülkede kadınları susturma çabasının bir parçası olduğunu düşünüyorum.” dedi. 

Kendisine açılan son davanın pandemic sürecinde şiddete maruz kalan kadınların durumu ve son olarak İstanbul Sözleşmesi’nin feshedilmesinden ayrı düşünülemeyeceğini vurgulayan gazeteci, “Gazetecilik mesleğine saldırıların giderek şiddetlenmesi de buna eklenince; Türkiye'de işini yapmaya çalışan bir kadın gazeteci olarak o akşamki saldırıya, tacize ve küfürlere; daha sonra da bu kovuşturma süreciyle karşı karşıya kalmış oldum.” şeklinde konuştu. 

Buse Söğütlü ayrıca, zamanın İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesi başkanı Akın Gürlek’i eleştirdiği Twitter paylaşımıyla ilgili hakkında açılan soruşturma sonucu dava açılmıştı. Terör suçlamalarından yargılanan gazeteci hakkında “terörle mücadelede görev almış kişileri hedef göstermek” suçundan altı yıldan 13 yıla kadar hakkında hapis cezası talep edilmişti. 

Gazecilikte Kadın Koalisyonu, mesleki faaliyetleri gerekçe gösterilerek gazeteciler hakkında açılan davaları kınıyor. Koalisyon olarak Türk yetkililere tekrar hatırlatmak isteriz; sahada çalışan gazeteciler işlerini özgürce yapabilmeli, meslekleri asla suç sayılmamalıdır.